Urfa kalbimde bir hicran yarasıdır, ilk ayak bastığım 2001 yazından bu yana. Uzun zaman gitmeyince özlerim, aklıma masallardan fırlamış sokakları gelir, gece damda yatarken seyrettiğim yıldızları, akşamüstleri gökyüzünde takla atan güvercinleri. Zamanla annemle babamın insanlara "Aaa bizim kız da Urfalı'dır aslında." demeye başlamasıyla Urfalılığım resmiyet kazandı, bununla avunuyorum!
Gümrükhan Kahvesi en çok aklıma düşen yerlerinden biridir Urfa'nın. Haşimiye Meydanı'na yakındır, 1500'lerin sonlarına doğru inşa edildiğini söylerler. Üst katında terziler tıkır tıkır dikiş dikerken avlusuna oturup çay, gazoz, kahve içebilirsiniz; ben önce kahve içerim hep, üstüne gazoz. Urfa'nın akıl sınırlarını zorlayan sıcağından kaçıp kafanızı toplamak için harika bir yerdir, kartpostallarınızı yazıp etrafınıza bakınırsınız; zaman ağır işler Gümrükhan'da, kimsenin acelesi yoktur.
Bir çılgınlık yapıp "mırra içeyim" derseniz bilmeniz gereken şeyler var; bunların ilki, mırra adama beton gibi çarpan koyulukta ve bir hayli de acı bir kahvedir, aklınızda olsun! İkincisi ise, fincanı masaya bırakamazsınız, elinizde tuttuğunuz sürece de yeniden doldururlar. Bitirince fincanınızı servis edenin eline tutuşturmanız gerekir, masaya bırakırsanız ya fincanın dibine bir altın koymanız ya da servis edeni evlendirmeniz beklenir!
Artık kimse beklemiyor tabii bunları yapmanızı ama her şeye ilişik bir hikayenin olması benim hoşuma gidiyor. Buraların kültürünün parçası olan bir çok şey gibi kahve de kendine has geleneklerle geliyor önümüze. Ben de bir dahaki sefere Gümrükhan'ın avlusunda o ufacık Urfa taburelerine oturup kahve söyleyeceğim anın heyecanıyla yaşıyorum. Uzun yazdım, heyecanıma veriniz, herkese güzel bir gün diliyorum ve hayali birer kahve ısmarlıyorum!
(Fotoğraflar kıymetli arkadaşım Tan Kurttekin'e aittir. Bu kareleri çektikten sonra bir hayli mırra tüketip, hayatının ilk kalp çarpıntısını yaşamıştır. Şikayet etmemiştir.)
Mırra görseli buradan...
Gönderen: Fermina Daza
Urfa Gümrükhan Kahvesin'de bir mırra içmiş kadar oldum :) çok güzel anlatmışsınız hani derler ya kahve bahane daha doğrusu bir aracı ..
YanıtlaSil:) kahve en güzel bahane gerçekten!
SilMırrayı denemekten hep korktum nedense:)
YanıtlaSilO kadar çok Urfa'lı arkadaşım var ki ama görmek kısmet olmadı.Umarım bir gün mırrayı orada içerim.
ben de işim olmasa gidemezdim herhalde, ama bi kere gidince insan hep gitmek istiyor :)
Silmırrayı hep merak etmişimdir bende.
YanıtlaSilnasıl pişirildiğini okumuştum yıllar önce.
bir yudum da içilirmiş küçük bir fincandan diye hatırlıyorum
yanlış kalmadıysa aklımda.
O kahve de bende bulunmak ve içmek isterim "kalp daha fazla yorulmadan".
Sevgiler